"Yaşayan Ölü" dosyası kapandı, Rıfat Özten tapu işlemlerini tamamladı
Yunusemre ilçesinde yaşayan 74 yaşındaki Rıfat Özten, tapu kayıtlarında ölü göründüğünü öğrenmesiyle gündeme gelen trajikomik olayın ardından nihayet tapu işlemlerini tamamladı. Kula Tapu Müdürlüğü'nden kendisine ulaşılmasının ardından Kula'ya gelen Özten, tapu kayıtlarındaki sorunun ortadan kaldırılmasının ardından yaşadığını kanıtladı ve tapudaki işlemlerini tamamladı.
Geçtiğimiz günlerde aileden kalma arazilerini kardeşlerine bölüştürmek için Kula Tapu Müdürlüğü'ne başvuran ancak tapu kayıtlarında ölü göründüğü için işlemlerini gerçekleştiremeyen Rıfat Özten, "Yaşayan bir ölüyüm, önce yaşadığımı ispatlamam gerekiyor" sözleriyle büyük yankı uyandırmıştı. Nüfus kayıtlarına göre hayatta olduğu halde tapuda “ölü” görünen Özten, olayın ülke gündemine düşmesinin ardından harekete geçen Kula Tapu Müdürlüğü yetkilileri tarafından işlemlerin düzeltilmesi için Kula Tapu Müdürlüğü'ne davet edildi. Bugün Kula'ya gelerek işlemlerini tamamlayan Rıfat Özten, “Yaşadığımı ispatlamak zorunda kalmak gerçekten insanın gücüne gidiyor. Neyse ki nihayet bu sorunu çözüme kavuşturduk. Yetkililere ve sürece destek olan herkese teşekkür ederim,” dedi.
Özten'in yaşadığı bu olay, ünlü yazar Aziz Nesin'in “Yaşar Ne Yaşar Ne Yaşamaz” romanını bir kez daha akıllara getirirken, Rıfat Özten'in yaşadığı gerçek hayat hikayesi de bürokraside yaşanan aksaklıkların dikkat çekici bir örneği olarak hafızalarda yer etti.
"Bürokratik hata sonunda düzeltildi, artık resmen yaşıyorum"
Sürecin sonunda büyük bir rahatlama yaşayan Özten, yaşadığı zorlukları şu sözlerle dile getirdi: “Ben Manisa Kula Yağbastı köyünden Nuri oğlu Rıfat Özten. Annem babam vefat ettikten sonra 2006-2007 yıllarında kadastro geçmiş ve annem babam rahmetli olduğu için taşınmazların hepsi benim üzerime yazılmış. 2012-2013 yıllarında taşınmazlar benim şahsıma taşınırken ölü olarak kayda geçmiş ve üstü çizilmiş. Ben 2012-2013'de iki kardeşime haklarını devrettim. O zaman ölü değildim ancak geçen hafta Çarşamba günü randevu almadan geldim ve internetten randevu alıp gelmemi söylediler. Randevu almak için uğraştık ancak alamadık, çünkü ölüymüşüm, burada çalışanlar bunu söylemedikleri için de haberimiz yoktu. Geri Manisa'ya döndük ve oğlumla görüştüm. Oğlum bana dedi ki “Baba sen ölü görünüyorsun, onun için sana randevu vermiyorlar.” Bir gün sonra erkenden öğrencim olan avukatımın yanına gittim ve ‘ben tapuda ölü gözüküyormuşum, kontrol edelim' dedim. Avukatımla birlikte kontrol ettik ve 6-7 tane tapuda ölü olarak gözüktüğüm ortaya çıktı. Ne yapacağımızı sorduğumda bana dilekçe yazacağımızı, sonuç alamazsak aksi takdirde Asliye Hukuk Mahkemesi'ne başvuracağımızı söyledi. Geçtiğimiz Çarşamba günü Ankara'dan bir kardeşim geldi ve tapuları üzerine almak istediğini söyledi. Ancak ölü olarak gözüktüğüm için hiçbir işlem yapamadık. Ben bu duruma sinirlendim. Manisa'da gazeteci arkadaşım Turgay Duyar'la görüştük ve bir haber yaptık. Önce Manisa yerel gazetelerde ardından ulusal basında İhlas Haber Ajansı aracılığıyla haber yaptık. Haberin ardından telefonuma nüfus kâğıdı ile birlikte Tapu Müdürlüğü'ne gelmemi bildiren bir mesaj geldi. Şimdi geldim ve çalışan arkadaşlar bana 2012-2013 yıllarında düzenlenen belgeleri gösterdi. İşimiz bitti artık düzeldi, sağ olarak gözüküyorum. Emeği geçen herkese de teşekkür ediyorum.” şeklinde konuştu.
