Yapay zekanın "dijital Türkiye" yolunda lokomotif güç olması bekleniyor
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez, yapay zekanın Türkiye'nin dijital hedefleri için kritik bir rol oynayacağını ve özel sektörde bu alanda teşvik mekanizmalarının gerekliliğini vurguladı. Ayrıca, yapay zeka ile ilgili eğitim programlarına olan ilginin arttığını belirtti.
TBMM Yapay Zeka Araştırma Komisyonu Başkanı Fatih Dönmez, yapay zekanın, "dijital Türkiye" hedefi için önemli bir lokomotif güç olacağını belirterek, özel sektörün, bu alanda teşvik edici mekanizmalarla desteklenmesini beklediklerini söyledi.
Dönmez, Türkiye'nin yapay zeka alanında yürüttüğü çalışmalara ilişkin değerlendirmede bulundu.
Türkiye'nin Ulusal Yapay Zeka Stratejisi'nde yıl sonu itibarıyla güncelleme yapılacağına işaret eden Dönmez, ilk belgede Türkiye için fırsatlar ve muhtemel riskler üzerine durulduğunu, bu alanda 50 bin kişilik tecrübeli insan kaynağı ihtiyacının planlandığını söyledi.
Dönmez, bu kapsamda Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı tarafından yapay zeka temelli programların açıldığını, bu programlara ilginin yoğun olduğunu anlattı.
İlk strateji belgesinde tematik alanların belirlendiğini anımsatan Dönmez, bunların, eğitim, sağlık, dijital finansal teknolojiler, sürdürülebilirlik ve enerji ile tarım ve gıda gibi Türkiye'nin veri kalitesi ve güvenliği açısından önde gelen alanlar olduğunu ifade etti.
Dönmez, bu alanlarda bir fırsat penceresi açıldığını, özel sektörün de bu başlıklarda çalıştığını bildirerek, "Muhtemelen yeni strateji belgesine belki bunlara ilave başka alanlar da eklenebilir. Yapay zekanın, Türkiye'nin ikinci asrında, 'dijital Türkiye' yolunda çok önemli bir lokomotif güç olacağını düşünüyorum. Bunu da zaten hem gençlerimizin hem sektörün ilgisinden rahatlıkla görebiliyoruz." dedi.
"Etik kurallar ve standartlar yasa seviyesinde belirlenmeli"
Ülkelerin, yapay zeka alanındaki regülasyonlarda farklı yaklaşımlar benimsediğini aktaran Dönmez, ABD'nin, bu teknolojiye belli taahhütlerle alan açarak serbest piyasa koşulları içerisinde gelişmesini izlediğini belirtti.
Avrupa Birliği'nin (AB) ise bu alanda regülasyonu seven, kurallı bir piyasa çizdiğine dikkati çeken Dönmez, Çin'de de devlet kontrolünde gelişen bir piyasa olduğunu anlattı.
Dönmez, Türkiye'de uygulanacak modele ilişkin öneride bulunarak, "Türkiye olarak üç modelin de iyi yönlerini alarak, zayıf yönlerini dışarıda bırakarak kendimize özgü bir model geliştirebileceğimizi düşünüyoruz. Belli etik kurallar ve standartlar belki yasa seviyesinde belirlenmeli. Daha çok teknik alanlardaki standartları, ikincil düzenlemelerde ilgili kurumlara bırakarak günün şartlarına göre bu işi yapmanın daha doğru olacağı kanaatindeyiz." diye konuştu.
"Sanayiciler daha sağlıklı kararlar alabilecek"
Dönmez, Türkiye'nin yazılım alanında iyi seviyede olduğunu, oyun sektörü başta olmak üzere bu alandaki bazı ürünlerin yurt dışına ihraç edilebildiğini söyledi.
Bunun da Türkiye'de ciddi bir yazılım altyapısı ve insan kaynağı bulunduğunun göstergesi olduğuna işaret eden Dönmez, "Devletin, bu alana özgü AR-GE konularında özel sektörü teşvik edici mekanizmaları daha fazla açmasını bekliyoruz. Donanım açısından da özel sektör kaynaklarının kısıtlı olduğu yerlerde TÜBİTAK gibi milli kuruluşlarımızın yapacağı yatırımlarla çeşitli kurumlara bu altyapıların kullanımını açması, işlerimizi daha da kolaylaştıracaktır." ifadesini kullandı.
Dönmez, yazılımın sanayiyle iç içe olduğunu, otomasyon yazılımlarıyla ürün kalitesinin arttığını, proseslerin daha hızlı hale geldiğini, insan hatasından kaynaklanabilecek hataların da azaltıldığını anlattı.
Bu kapsamda sanayicilerin yapay zekayla birlikte daha sağlıklı kararlar alabileceğini belirten Dönmez, "Karar süreçlerinde, karar destek programlarını kullanmak suretiyle geleceğe ait planlamalarını ve tahminlerini daha isabetli ve sağlıklı yapabileceklerini düşünüyorum." dedi.