Milletvekili Cesur, TBMM Genel Kurulunda görüşülen Bankacılık Kanunu üzerine söz alarak, iktidarın olmazsa olmazının ekonomik problemlerin giderilmesi olduğunu söyledi. İzmir İktisat Kongresi’nin 97. yılında olduğumuzun altını çizen Cesur, 100 yıllık devlet geleneğimiz de güçlü ve bağımsız bir ekonomiden geçiyor dedi.
Ekonominin göstergelerine ve her gün artan ekonomik sebeplerle intiharlara bakınca, işlerin gitgide kötüye gittiğine dikkat çeken Dr. Aylin Cesur, piyasanın doğasında bulunan akılcı ve özgürlükçü ruhun ihlal edildiğine değindi; bizi buraya getiren milletimiz için şifreyi size veriyorum; “şifre demokraside” dedi.
SARUHANLI - Avrupa Basketbol liginde Anadolu Efes’in İspanya’yı yenmesinde Koç Ergin Ataman bilerek teknik faul almış ve maçı kazanmışlar, o basket maçı, onlar doğru yapmış; ama burası Meclis, siz yapamazsınız diye devam etti.
Sürekli teknik faul alıyor ve yine de yasa yapıyorsunuz, benden söylemesi temelli diskalifiye edileceksiniz diye devam eden Milletvekili Cesur’un sık sık alkışlarla kesilen konuşması:
“Bugün 19 Şubat 2020. Yeni Türkiye'nin sorunlarının ilk defa tartışıldığı İzmir İktisat Kongresi'nin 97'nci yılını iki gün evvel geride bıraktık. Kongreyi anarak sözlerime başladım; Büyük Atatürk'ün ileri görüşlülüğünün en önemli örneklerinden olduğu için ve savaşta bile ekonominin devletin can damarlarından biri olduğunun hatırlatılması için.
Savaştan çıkmış, yanmış yıkılmış ve küllerinden doğan bir Türkiye. O dönemde dahi, sorunlarını hızla idrak ederek, hızla çözüm önerilerini gündeme koyan bir yönetim. Bugünse, içine düştüğümüz krizden çıkamayan bir iktidar ve demokrasiyi, hakkı, hukuku boş vermiş bir yönetim.
Piyasanın doğasında bulunan akılcı ve özgürlükçü ruh ise her fırsatta ihlal edilmiş.
Türkiye ekonomisinin büyük badirelerden geçtiği şu dönemde Bankacılık Kanunu'nun revize edilmesi çok yerinde ve gerekli. 2005 yılından kalma hükümlerin, günümüz konjonktürüne uygun olarak yeniden düzenlenmesi, ekonomide iyileşmenin sağlanması, şeffaf ve kalıcı reformlarla ekonominin ayağa kaldırılması Hükûmetin önemli önceliklerinden biri olmalı da; bu teklif, maalesef bunu karşılamadığı gibi, zaman kaybı ve içinde "acaba"larla, bunların bolca yer almasıyla, derinleşen kötü gidişe ilaç da olamayacak.
Küreselleşen dünyada diğer devletler de acil önlem planları aramakta. 2011'deki Paris G20 zirvesine baktığımız zaman önlem programlarının hazırlanması önerileri var ve bunlar bankalar için tavsiye niteliğinde. Bu tavsiyelerin, Bankacılık Kanunu'na adaptasyonunun hızla yapılması gerekli. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik kriz acil durum planlarının gerekliliği için sinyal vermiyor, artık itfaiye sireni çalıyor.
Yanlış ekonomi yönetimi ve israfla gelinen nokta, sıradanlaşan her şey gibi her gün artan ve artık maalesef sıradanlaşmaya yüz tutan: ‘parasızlıktan intihar vakaları’.
Birilerinin her an atacağı bir "tweet"le, labilitesi yüksek iniş ve çıkış oynaklığına mahkûm edilmiş doların durumuyla, bitmeyen depremler ülkesi hâline gelmiş ülkemizde, bu kanundaki gibi, küçük reformlar yerine köklü reformlara ihtiyaç var.
Dünyada, özellikle Suriye'de yaşanan gelişmelerden fazlasıyla etkilenen Türkiye, ekonomik dar boğazını ancak akılcı adımlarla yok edebilir. Bu konuda kısıtlı hâle getirdiğiniz kaynaklarımızı en uygun şekilde kullanma konusunda Hükûmetin üstüne düşen görevler var: “İsrafa son vermek”, bir numaralı görev.
Bu görevlerin yapılmadığı, enflasyon ve büyüme rakamlarıyla göz önünde maalesef.
Sizin ya da -size haksızlık etmeyeyim- sizin düşünmeden ellerinizi kaldırarak desteğinizi sunduğunuz ekonomi yönetimleriniz diyelim, şifreyi göremiyor değerli arkadaşlarım. Öyle dedim diye de siz de temize çıkmıyorsunuz, olanların vebaline ortaksınız, bunu da eklemem lazım.
Bizi buraya getiren milletimiz için şifreyi veriyorum, not edin!
Bakarken göremediğiniz, duyarken, artık tıkanmış kulaklarınızla duyamadığınız ve yardıma uzatmak gerekirken ellerinizi, daha da derin krizler için kaldırdığınız hâlde, size oy veren ve sizin temsil ettiğiniz milletimizin de hakkı için şifreyi veriyorum:
Şifre demokraside!
Demokrasinin, güvenliğin, şeffaflığın ve özgürlüğün yeniden kol kola dolaştığı bir Türkiye'de!
Milletin vekillerinin milleti sözde değil, özde temsil ettiği bir parlamenter sistemde!
Laik ve demokratik yeni bir anayasanın oluşturulmasında!
Ve hukuk devletinde!
Güvenlik ortamının sağlanmasında!
Ekonomimizin uzun zamandır aradığı istikrar ortamına tekrar geri dönmesini sağlayacak uygulamalarda yani...
Sağlam bir demokrasi ve hukuk devletinin en büyük dayanağı, sağlam bir ekonomi olmalı. En başta da söylediğim gibi, Türkiye Cumhuriyeti'nin yüz yıla yakın devlet geleneğinde de ekonomik bağımsızlık en önemli konularımızdan biri.
Burada söylenenlere arkanızı dönmeyiniz değerli arkadaşlarım.
Bakınız, basketbolda Türkiye: THY Avrupa Ligi'nde Anadolu Efes deplasmanda Barcelona'yı 86-82 yendi. Oyun devam ederken 2 teknik faul alan koç Ergin Ataman diskalifiye edildi, sonra kulübün resmî internet sitesinde şunları söyledi: "Son çeyrekte oyuncularımız oyundan düştü, ben de 2 teknik faul aldım. Böylelikle onları motive ettim, bir şeyleri değiştirmek zorundaydım ve maçı kazandık." Kendilerini tebrik ediyorum, doğru yapmışlar.
Değerli Arkadaşlarım, siz hep teknik faul alıyorsunuz burada, yalnız bu bir basket maçı değil. Ergin Ataman'ın yaptığı taktik burada işe yaramıyor maalesef. Bu kanunla da aldınız ve sonunda siz temelli diskalifiye edileceksiniz.
Hep maçı kazanacaksınız zannetmeyin, kaybedeceksiniz, kaybettiniz hatta, benden söylemesi! Bu hususta ben herkesi sağduyuya ve cumhuriyetimizin gerçekten ihtiyacı olduğu köklü, siyasi ve ekonomik reformlara destek vermeye ve bunun için kenetlenmeye çağırıyorum.
Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum.”
