Tarih: 09.10.2008 00:00

SEN BENİM HİÇBİRŞEYİMSİN...

Facebook Twitter Linked-in

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Sessizliğimin çığlığı, duygularımın kor ıslaklığı gibisin…

Bilmem,  ne kadar varlığın, yokluğun kadar çok mu? Başı olmayan hikâyenin son paragrafısın adı bile olmayan hikâyemde…

 

Sen Benim Hiçbir şeyimsin;

Aslında bütününe sahip ama yüzünü bile göremediğim hiçbir zaman…

Sokağımın başında bekleyen bir gece gölgesi gibisin ay ışığında kaybolan, güneş ile yok olan…

Belki bir kara çalı ile kavak ağacının orantısızlığısın gönlümün yemyeşil ile kızıl renkli ormanlarında…

Gecenin sessizliğinde karabasan çığlığımsın rüyalarımda…

Şimdilik sessizlik oturuyor bırakıp gittiğin o evde…

Sessizlik paylaşıyor şimdi boş kalan yokluğunun dolduğu buz gibi odalarını…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Hiçbir zaman ben olamayan bende…

Hayatla ölüm arası o incecik çizgide aslında can çekişen…

 

Sen benin hiçbir şeyimsin;

Bir çiğ tanesi gibi…

Sağanak yağmurda kaybolan ve güneş açtığında aslında yağmurunda yenildiği…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Vedalarla gelen kavuşmalar gibi…

Aslında hiç kavuşamayan Leyla ile Mecnun misali…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Legal aşkında ölesiye kaybolduğum, yaşamaya doyamadığım, her an kalbimde büyüttüğüm kocaman aşkımsın cezası da illegal sensizlik olan…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Zifiri kara zindanlarda bembeyaz ışıkların hayalisin hiçbir zaman sönmeyecek…

Sadece hayallerimde…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Hasret kitaplarında çığlıklarım, hiçbir zaman konusunu bulamadığım, yazamadığım bembeyaz sayfalara…

Hiçbir zaman pembe düş olamayan korkulu rüyalarımsın, geceler boyu uyuyamadığım zamanlarda…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Bestesi olmayan, güftesiz ve her aşığın içini burkan o meşhur aşk şarkısı gibi…

Kelimelerin kifayetsiz kaldığı sayfalarca mektuplarımsın posta kutularında kaybolan…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Gül bahçemde güllerin,  senin kokunla unutulduğu…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Bir nefes kadar kısa ömrüme sığdıramadığım gönül acımsın…

Aslında hiç kimsenin bilmediği bütün dünyaya haykırdığım tek cümlesin her an…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Yokluğunda hep varlığınla avunan,  aslında varlığınla yokluğunun hiçbir zaman olmadığı…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Okyanusların kapkara derinliğinde bir küçücük denizyıldızı,  hiçbir zaman fark edilmediği gibi…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Boş kalan çerçevemde rengârenk resimlerimsin anlam veremediğim suretine… Gökkuşağında rengini aradığım ve ardından siyaha dönüşen bütün renk cümbüşlerinde…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Gözyaşlarım sel olduğu ve gözlerimde hapis olmaya mecbur olduğu ağlayamadığıma dair…

 

Evet;

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Çünkü benim hiçbir şeyim diye bir şeyim yoktu önceden…

Kaç zamandır bende hiçbir şeyim olacak bir şey beklemişim.

Beklemişim; öyle uzun zaman olmuş ki hiçbir şeye sahip olamayalı yıllar yüzyıllar gibi... ”hiçbir şey” denen şey bazen anlamları dağlar kadar sevgi satırları,
bazen de bir sigara dumanında kaybolduğun beni düşünürken;

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Çünkü benim daha önce hiçbir şeyim diye bir şeyim olmadı
Taa ki sen beni, sonrada ben seni bulana kadar… “hiçbir şeyim”  olman bana göre çok güzel
öyle bir şey ki…

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Yokluğunda kendim bile olamadığım, Sadece gözlerinde kaybolduğum…

 

Sen benim hiçbir şeyimsin;

Çünkü benim daha önce hiç olmadı hiçbir şeyim,
Çünkü Sen benim


HİÇBİRŞEYİMSİN...

                                                                                                                                                             25 / 07 / 208 16:23

                                                                                                                                                             Şerife ÇİMEN




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —