POLİTİKA - 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar günü yüzlerce yıllık bir mücadelenin adı ve kadınların ayrımcılığa, haksızlıklara ve adaletsizliğe karşı haykırışlarının bir simgesidir.

Ancak, hala ülkemizde ve dünyada milyonlarca kadın şiddete maruz kalmakta, açlık ve yoksulluk içinde yaşamını sürdürmektedir. Kadınlar hala toplum içinde var olma mücadelesi vermektedir. Kadınlar hala dünyanın her yerinde seslerini duyurabilmek, eşit yurttaşlar olabilmek için büyük bedeller ödemektedir. Ülkemizde de son 15 yılda AKP iktidarı tarafından adeta ?kadın düşmanı? bir anlayış ile hayata geçirilen politikalar kadınları yasalar önünde eşitmiş gibi gösterirken, onların gündelik hayatta yok sayılmalarına neden olmuştur. AKP iktidarı kadına haklarını vermek bir yana kadını aşağılayan, yok sayan anlayışın öncüsü konumuna gelmiş, bu dönemde kadın cinayetleri katlanarak artmıştır.

8 Mart´ı kutlamak için meydanlara çıkan kadınlarımız, güvenlik güçlerinin müdahalesine maruz kalıyor; anayasal hakları olan, ?Kadın- erkek eşitliği? talepleri adeta yok sayılıyor. Kadınların iş yaşamına katılma hakları ellerinden alınıyor, "En az üç çocuk" baskısıyla kadınlar eve kapatılmak isteniyor; özel sektörde, kamu atama ve terfilerinde liyakat yerine cinsiyetçi bakış açı devam ediyor, kadın yönetici sayısı yükselmek bir yana gittikçe azalıyor.  Yıllar itibariyle çocuk gelin sayısı artıyor, kadına ve çocuklara yönelik cinsel istismar oranları sürekli artıyor.

Her gün onlarca kadın sokakta, ailede şiddete maruz kalmakta ve kadın cinayetleri ise vicdanlarımızın kara lekesi, ülkemizin yüz karası olarak karşımızda durmaktadır. Unutmamalıdır ki, kadın cinayetleri politiktir ve?kadın-erkek eşit değildir? diyenler, ?mırıldanabilirsin? diyenler adeta bu vahşete davetiye çıkartmaya devam etmektedir. Bizler bu anlayış ile mücadeleye devam edecek, Özgecan´ı, Helin Palandöken´i ve öldürülen tüm kadınları unutmayacak, unutturmayacağız.

Cumhuriyet Halk Partisi olarak bizler özgür kadınların, özgür toplumlar yaratacağına olan inançla kadınların mücadelesine her dönemde omuz verdik ve onların bu mücadelesinin sesi olmaya, sözü olmaya gayret ettik, etmeye de devam edeceğiz.  Kadınlar ne kadar özgürse Türkiye de o kadar özgürdür. 

Bugün geleceğimizi inşa etmek için kadınlar canla başla mücadele ediyorlar.  Rize´nin Çamlıhemşin İlçesinden, Artvin Cerattepe´ye, Manisa´nın Yırca´sından, İstanbul´a, Bergama´ya, Ilısu´dan, Adana´ya, Ankara´ya Türkiye´nin dört bir yanında kadınlar haykırıyor ve mücadelelerini artık en ön saflarda yürütüyorlar. Şunu çok iyi biliyoruz ki; zor dönemlerde kadınlar öne çıkıyor, kadınlar isyana duruyorsa aydınlık ve umut dolu yarınlar yakındır!

Kadın varsa birlik var, güç var.

Kadın varsa, umut var, barış var.

Kadın varsa ilerleme var, çağdaşlaşma var.

Kadın varsa demokrasi var, özgürlük var.

Bugün tüm dünya demokrasinin cinsiyetlendirilmesini konuşurken; biz kadınları yok sayan, kadına düşman iktidarın yaptıklarını anlatmaya, kadın-erkek eşitliği için kadınlarla aynı safta omuz omuza mücadele etmeye devam edeceğiz. Cumhuriyet kadınlarla kuruldu, onlarla birlikte ilelebet yaşayacak.

Toplumun her alanında cinsiyet ayrımcılığının bittiği ve kadın cinayetlerinin son bulduğu daha çağdaş, daha özgür ve daha güçlü bir ülke olmanın özlemi ile tüm kadınların 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü´nü kutluyorum.