Yönetmenliğini Ayhan Sonyürek’in yaptığı film, Antalya Kültür Merkezi (AKM) Aspendos Salonu`nda izleyiciyle buluştu. Filmi, Jüri Başkanı Yılmaz Erdoğan, jüri üyeleri, film oyuncularının yanı sıra Gülsen Tuncer, Nesrin Cavadzade,Vildan Atasever, gibi önemli isimler de izledi. Filmin başrol oyuncusu Cengiz Bozkurt’un kırmızı halıdan kucağında 2 yaşındaki kızı İdil ile birlikte geçti. Filmin ardından Perge Salonu’nda film ekibinin katılımıyla söyleşi bölümüne geçildi. Filmin müziklerini yapan Ahmet Arslan söyleşi bölümünde gitarıyla müzik ziyafeti verdi.
Ayhan Sonyürek, sansüre karşı bazı sanatçılarında daha önce okuduğu bildiriyi okudu. Sonyürek, seyircilerin övgü dolu sözlerine teşekkür ederek karşılık verdi. Filmin mesajını seyirciye bırakmak istediğini belirten Sonyürek, “Filmin ilk adı ‘Güneydi.’ İlk öğrenimimi Mersin’de tamamladım. İnsanlarını tanıyorum. Bir sıcaklıkları vardır. Güney içinde bir yolculuktu. Samandağ ilçesinde olması öteki bir karakter arıyordum. Samandağ o anlamda uygundu. O bölge hala ötekidir. Güneyin sıcaklığında mutluluk anlamında Mut’a ulaşma hikayesidir” dedi.
Sonyürek, şelale sahnesindeki sesin dublaj olduğunu diğer sahnelerdeki seslerin gerçek olduğunu belirtti. Bir seyircinin ‘Diyaloglar müsamere gibi olmuş, film sonuca ulaşmamış? eleştirisine Sonyürek, “Sizin gibi düşünsek filmi gösteremezdik” diye cevap verdi.
“SİNEMADA VE HAYATTA KÜFÜR”
Bir seyircinin `Filmde küfür yoktu, teşekkür ederim, Türk sineması küfürsüz çok güzel filmlere imza attı geçmişte ancak son dönemde neden küfür revaçta?` sorusuna oyuncu Mustafa Alabora, “Küfür tabii ki insanı rahatsız eder. Hayatın içinde olan bir şey. Sinema hayatı gösterdiğine göre rahatsız olmamaya çalışın” cevabını verdi.
“KÜFÜR SAHNESİNE ÇALIŞTIM”
Aynı soruya Devrim Atmaca şu cevabı verdi:
“Oynadığım karakterde küfür üzerine çalıştım. Nasıl ederim nasıl çeşitlendirebilirim diye çok çalıştım. Filmdeki Karaktere bağlı olarak bunu yansıtmam lazımdı. Filmde çok yerde küfür ettim. Ama müzik bastırmış olabilir.”
“KARAKIZ’LA ÖNCEDEN ÇALIŞMADIM”
Cengiz Bozkurt’un, “köpekle oyunculuk, nasıldı?” şeklindeki soruya, “6 ay köpek barınağında yaşadım” cevabı salondakileri güldürdü. Bozkurt, “Rol arkadaşıma teşekkür ederim. Filme çok şey kattı. Karakız, yönetmenin köpeğidir. Filmde rol alan köpeği barınaktan edindi. Birlikte yaşadılar. Bir yıl önce çekecektik. Film ertelendi. Ayhan bir yıl Mersin’de yaşamak zorunda kaldı. Bence çokta faydası oldu. Karakız’la ben önceden çalışmadım. İlk sahne demirden asma köprü sahnesiydi. Sabah çektik. Karakız’ın söylediklerimizi yapmayacak, durmayacak diye çok korktuk. Köpek eğitmenlerinin desteğiyle başardık” dedi.
“24 GÜNDE ÇEKİLDİ”
Bozkurt konuşmasını şöyle sürdürdü:
“2005 yılında tanıştık. Tiyatrodan alıp beni projelerinde değerlendirdi. Dizi sektörüne kazandıran mı desem yoksa hayatımı kaydıran mı desem. Sektöre başlatan arkadaşımızdır. Çeşitli dizilerde oynadım. Ayhan ile aynı dili konuşuyoruz. Gerginlik yaşamıyoruz. Bu güven ilişkisi bizi zaten fazla sorular sormaya itmiyor. Öncesinde bir çalışma yapmadık. Projede oyna diye geldi. Bende tereddüt etmeden kabul ettim. Senaryo aslında ön çalışma olarak elime geçti. Ayhan’ın yaptığı işleri bildiğim ve güvendiğim için bu çalışmayı görmem yeterliydi. Film uzun bir sürede çekildi izlenimi verebilir. Ama filmi 24 günde çektik. Çok sıkıştırılmış zamandı. Herhalde sinema filmi 3 ile 6 ayda çekilir ama biz bunu 24 günde çektik. Sıcak dönemde temmuzda çektik.”
“YOL FİLMİ YAPMAK İSTİYORDUM”
“Filminizin çıkışı hakkında bilgi verir misiniz?” sorusuna Sonyürek, “Tabii ki insan izlediği, okuduğu her şeyden esinlenir. Gözümle gördüğüm karakterlerin filme dönüştürülmüş halleridir. Mustafa benim dedemdir. Kimse onu geçmesin isterdi. Hayattan parçalar var. Çıkış noktası yol filmi. Yol filmi yapmak istiyordum. Eğlenceli bir film olmasını istiyordum. Onu anlattım. Film masalsı olarak anlatıldı, gerçek mesajı tam olarak vermedik. O masalsı yanı bastırmadık. Genel olarak bu bir fantezilerinde olduğu bir film. Toplumsal gerçekler gözle değil masalsı bir yaklaşımla anlatıldı” cevabını verdi.
FİLMİN KONUSU
Yönetmenliğini Ayhan Sonyürek’in yaptığı, Cengiz Bozkurt, Macit Sonkan, Mustafa Alabora, Asuman Çakır, Devrim Atmaca, Tulga Serim’in oynadığı filmin konusu ise şöyle:
“Mızrap; 40 yaşında ama ‘adam olamamış bir adam’ dır. Filmimiz Antakya’nın küçük bir ilçesinde yaşayan Mızrap’ın, babasının zar zor ayarladığı işinden kovulduğu gün başlar. Babası komşularının gözü önünde onu tokatlayıp evden kovar. Mızrap’ın içine oturan herkesin önünde babasının ona söylediği sözdür; “Sen bir hiçsin!” Mızrap ötesini berisini düşünmeden ilk kez babasına karşı durur, onun blöfünü görür, evi terk eder ve Mersin’in bir köyündeki asker arkadaşı Salim’in yanına gitmeye karar verir.”