Ahmet AKGÖNÜLLÜ


ZEMHERI UMUTLAR

ZEMHERI UMUTLAR


Öğle saatiydi, gelen otobüs okulun önünde durdu, önce Musa bindi ardından ben ve yolculuk başladı Digor´a..
Digor otobüsleri okulumuzun önünden geçerdi. Bizden sonra değişmiş, kasaba dışına almışlar yolu, Jandarma karakolunun da tabi. Bahse konu olan yer Kars ilinin Digor ilçesine bağlı Dagpinar. Ancak bu isimle söylendiğinde çoğu tanımaz, Pazarcık diye bilinir. Yani eski ismiyle . Çevredeki köylerin hemen tamamının ismii değiştirmişler. Doğrusu bu isim değiştirme bazen gerekli ancak, öyle köy ve belde ismi var ki; eski isimler daha iyiydi. Mesela TÜRKMENSEGI ismi çok da anlamsız bir şekilde KIRDAMI gibi isimle değiştirilmesi.
Otobüs inen ve binenler den sonra karla kaplı yolda ağır ağır hareketlendi. Kasette hiç anlayamadigim ancak müziğinden hayli yanık bir türkü olduğunu düşündüğüm name Avaz Avaz çalıyordu. O dönemler Kürtçe yasaktı. Malum 12 Eylül 1980 darbesi. Çok anlamsız yasak ve uygulamaların bol bol yaşandığı dönem. Yasaktı ama yine de otobüs Kars tam ayrılınca kaset değişirdi. Doğrusu bende merak ediyordum. Öğrenme hevesim yasaklara rağmen beni durtuyordu. O nağme ile Digor´a yaklaşmıştır. Musa basketbol maçı için Çanakkale ye gitmek istiyordu, ancak rapor almak adeta yasaktı. Musa gerçekten boylu Poslu bir delikanlı. Tabi hepimiz odelikanliyiz o dönemler. Ben Musa ve bazı arkadaşlardan erken gelmiştim. Hüseyin ve Sedat ... Kaymakam bey den izin almadan rapor almak imkansızdı. Yani düz mantık ile hasta olmak kaymakamlık iznine bağlı. Ben erken gelmenin kideminin avantajını yaşıyordum. Bana Kaymakamlık idarecilik görevi vermişti, sonra da idareci olarak atanmıştım. Kaymakam bey e maruzat için Musa ile beraber gidiyoruz. Musa ilk okulda bense, Ortaolkuldaydim. 
Otobüsümuz Digor a varınca doğru Hükümet konağına. Hemen bütün resmi kurumlar aynı binadaydi 
Kaymakam beyin kapısına varmıştır ama, bir endişe vardı. Düşünün bir kere Musa nin raporu için kaymakam beyden izin alacağız, sonra sağlık ocağına gidip, rapor alacağız Musa da basketbol maçına gidecek. Tabi sadece basketbol maçı değil, sebep maçtı.. Gidip sevdiğini de görecekti. Kaymakam bey izni verince nasıl sağlık ocağına gidip, raporu alıp tekrar kaymakamlik makamına gittigimizi anlamadım bile. Artık iznin önünde engel kalmamıştı. 
Hükümet konağına girdiğimizde okulların evraklarını aldim, kocaman kase paltomun cebine doldurmuştur. Sarı zarflar çok önemliydi. Musa izni koparmanin, raporu almanın rahatlığı ile kaymakam beyin makamına girmiş, bende kapıda beklemeye başlamıştım. Gayri ihtiyari elim cebine gidince zarfları çıkardım sarı zarflar dan birini açınca nefesim daraldı, gözlerim karardı, bedenim bir sarsıntı yaşadı. Yazı Ankara dan gönderilmiş. Il onayından çıkmış ve Ilçe Digor´a kadar gelmiş kaymakamlık onayından çıkmış, benim elime ulaşmıştı. Bu tabii ki normal birşey ,ancak yazı kendi görevime son verildiğini bildiren bir yazıydı. Yazının tamamını bile okumadan yine zarfa koymuş, kimseye anlatamamistim. Tabi bende hal mı kalır. Musa raporunu almış, kaymakamlık tarafından izne döndürülmüş o rahatlık içinde ama, benim birşey söyleyecek halim bile kalmamıştı. Musa ya söylemedim. Akşam karanlığında eve dönmüştü. Musa ayrı evde kalıyordu. Ben seni Sedat ve Hüsnü ile kalıyordum. Üç kişiydik ama evimizin müdavimi olan Hanakli Saim ile Tahsin-Metin ikilisi yakin köyde olmalarına rağmen çoğu beraberdik.Eve dönünce Sedat in yaptığı yemek hazırdı bile. Tahsin-Metin yoktu ama Saim Hüsnü nun bütün takilmalarina rağmen gelirdi. Doğrusu da sevilirdi. Zaten arkadaşlar arasında çok sıkı bir bağ vardı. O gece yine curcunali bir gece ama ben şok ve üzüntü icindeydim. Artık geç olmuştu. Olmuştu ama ben kimseye soyleyememistim. Hüsnü nun dikkatinden kaçmamış olacak ki; " Müdür sende bişey var ama anlayamadım," deyince . kapının arkasındaki çivilerin çalışmasından oluşan aşkımızdan benim paltomun cebinde ki zarfları çıkar dedim. Hüsnü kalkıp paltomun cebinden zarfları çıkardı. Benim ağzını açtığım zarf zaten dikkatini çekmişti. Zarfı içinden yazıyı çıkarıp okumaya başladı. " İzmir Buca eğitim Enstitüsü sosyal bilimler mezunu, Kara ili Digor ilçesi Dagpinar ortaokulu Müdürü ve Sosyal bilgiler öğretmeni Ahmet ........" Hüsnu susmustu. Yazının devamını okuyamadı, boğazında kelimeler dugumlendi. Ve gözlerinden yaşlar boşaldı.
Yazının devamında Ahmet Akgonullu nun diplomasinin iptal edilmesiyle, görevine son verilmesini rica ederim. 
Hüsnü nun ağlaması sesli olmuştu, Sedat şaşkın bakışlarla gözyaşlarını tutamadı. Saim olamaz diye isyan ediyordu. Olmuştu. 1982 yılının bir Mart gününde yapılan incelemeler sonunda diploma iptal edilmişti. Bundan sonra altı aylık bir zorlu donemin başlangıcı olmuştu.