Ahmet AKGÖNÜLLÜ


KARS ´TAN MANİSA YA

KARS ´TAN MANİSA YA


Bu bir gerçek hayattan alınmıştır. 
Sosyal medya günümüzün vazgeçilmezi hâline geldiği malum. Bunun aracıyla gelen bir mesaj.
"Hocam seni buldum, bırakmam artik" Baktım Tarkan Samancı. Ilk akla gelen O yaramaz çocuğun yıllar sonra beni bulması. Bu mesaj beni 1983 yılına götürdü. Otuzbeş yıllık bir hikaye. Hemen telefonunu verdi. Ve telefonun diğer ucunda heyecanlı bir genç adam. Tabi aynı heyecan bende var. Bu bir Kars-Manisa hattı adeta. Daha sevindirici olan da O nunda Manisa da oluşu. 
Buluşmak için sözleştik. Birkaç gün sonra bende bir heyecan. Aklımda kalan o YARAMAZ çocuk ile şimdi genç bir adam olarak karşılaşmak. Aynı zamanda zaman bir film şeridi gibi hafızamdan akıyor. Sibel, Tarkan ve hayal meyal hatırladığım Sinan..... Sibel ´in asilliği, Tarkan´in yaramazlığı, Sinan ´ın sakin ve güleryüzlü hali canlandı... Tabii ki babaları şair ruhlu Hammet abi....
Hammet abi çevresinde çok aykırı bir kişilik hemen kendini gösteriyordu. 80 li yıllarda sadece koca Kars ´ta O´nda motosiklet görmüştüm. Dedim ya şair ruhlu bir adam. Hele Soma maden faciası için yazdığı şiir okunmaya değer.. 
Asker dönüşü atamamın yapıldığı Cumhuriyet Köyünde yaşanmış bir hikaye bu. Her yönüyle örnek bir Azeri köyü. Ilginctir; okulun müfettiş denetiminde öğrenci kayıtlarını çıkarıp müfettişin önüne koyunca kız öğrenci sayısının erkek öğrenci sayısından fazla olduğunu görünce, bir yanlışlık olduğunu düşünmüş ki bana bir yanlışlık olup olmadığını sormuştu. Doğru olduğuna inanamamıştı. Bir Azeri köyü, aydın, güleryüzlü ve nüktedan insanlardı. Azeri lehcesinin güzel örnekleriyle burada tanıştım. Mesela otobüsten inerken "Hadi in değil de hadi Düş düş" sözünü burada duymuştum. 
Tarkanı orada tanıdım. Ortaokul ikinci sınıftaydı. Öfkeyle şevkati bir arada yaşayan bir çocuktu. Nerede kavga Tarkan orada. Tabi derslerde göstermediği aktiviteyi diğer alanlarda fazlasıyla gösterirdi. Okulun bahçesini öğrencilerle tesfiye ederken, bahçeyi ağaçlandırırken bir kaç öğrenciyle hep en öndeydi. Sibel sakin ve asıl, Tarkan yaramaz ve kavgacı, Sinan uysal, sakin ve kararlıydı...
Yıllar sonra karşılaştık. Karşımda artık yaramaz bir çocuk değil, genç bir adamdı. Hürmetle ellerime sarıldı. Yıllar beni yıpratmış, O ´nu genç bir adam etmişti. Uzun yıllar sonra buluşmak gerçekten çok güzel bir duygu. Karşımda gurur duyduğum tedrisatimdan geçmiş delikanlı. Sinan yine aynı güleryüzlü tavrıyla karşımdaydı. 
Sibel evlenmiş, güzel bir yuvanın annesi, Tarkan ve Sinan evlenmişler, mutlu bir yuvanın babaları olmuşlardı. Doğrusu anlatmak için ifadeler yetmiyor. Kars tan Manisa ya gelerek bir isletme kurmuşlar, kardeşler elbirliği ile çalışıyorlar. Gücün birleştirilmesinin en güzel örneğini sergiliyorlar. Tarkan aynı zamanda Manisa da Türkiye Boks Federasyonu temsilcisi... Bir boks hocası...
Tarkan tesisin düzeni ve çalışmasını, Sinan dış ilişkileri yüklenmiş bir güzel yönetiyorlar. Hatta ödül alan bir örnek işyeri olmuş. Sinan ı işadamı sıfatiyle ödül töreninde görmenin mutluluğunu hissederek yaşadım, gördüm... 
Burada sadece Sibel, Tarkan ve Sinan dan bahsettim ama, başka kardeşleri de var. Hüseyin, Tuna ve en küçükleri mimar Canan i anmadan geçmek olmaz. 
Yalnız bir şikayetim var Tarkan dan. Sinan beni daha çok arıyor, soruyor, Tarkan pek aramıyor. Duydun mu Tarkan. Arada bir gider, eski günleri yad ederiz. 
Hammet Abi yimi sordunuz. Kartal gibi çocuklarını kanatlarının altına almış şiir yazmaya devam ediyor. Inşallah bir gün Hammet abi yi anlatırım.