Av. Elvan KILIÇ


İş Hukuku Davaları

Sanayilerin gelişmesi ve günümüzde çok önemli bir yere gelmesiyle birlikte işçi işveren ilişkileri öne çıkmış, kapitalizmin getirisiyle birlikte maddi imkânı düşük olan işçiler ezilmeye, hakları yenilmeye başlamıştır. Toplumsal barışı sağlamaya adanan hukuk mekanizmaları da bu olayın önüne geçmek için işçileri kanunla korumak, işçi – işveren ilişkilerinin kapsamını belirlemek ve hukuki bir zemin yaratmak amacıyla kanunlar çıkartmıştır.


Sanayilerin gelişmesi ve günümüzde çok önemli bir yere gelmesiyle birlikte işçi işveren ilişkileri öne çıkmış, kapitalizmin getirisiyle birlikte maddi imkânı düşük olan işçiler ezilmeye, hakları yenilmeye başlamıştır. Toplumsal barışı sağlamaya adanan hukuk mekanizmaları da bu olayın önüne geçmek için işçileri kanunla korumak, işçi – işveren ilişkilerinin kapsamını belirlemek ve hukuki bir zemin yaratmak amacıyla kanunlar çıkartmıştır.

Ülkemizde ise İş Kanunu işçiyi koruyan yapısıyla dikkat çekmekte ve iş davaları da buna göre şekillenmektedir. Bugün görülmüş ve görülen davaların çok büyük bir çoğunluğu işçiler lehine sonuçlanmaktadır. Gerek İş Mahkemeleri gerekse de Yüksek Mahkeme içtihatlarıyla işçi lehine hüküm vermekte çekinmemektedir.

İçindekiler

İşe İade Davası

İş Kanunu’ndaki 18. 19. 20. 21. 22. ve 29. maddeler işverenin hangi durumlarda iş akdini ortadan kaldırabileceğine değinmektedir. Bu nedenle de işe iade davası, iş akdi geçerli bir neden olmadan fesih olan kişinin mağduriyetinin giderilmesi adına açılacak dava türünü ifade etmektedir. İşten atılan kişiler, işe iade davası şartlarını yerine getirerek davayı açabilmektedir

Bu noktada işe iade davası açılabilmesi için bir takım şartlar vardır. Davanın ne kadar sürede açılacağı, işe iade davasını kimlerin açabileceği, kimlerin işe iade davası açamayacağı gibi hususlar 4857 sayılı İş Kanunu içerisinde belirtilmektedir.

İş akdinin işveren tarafından fesh edilmesinden itibaren 30 gün içinde açılması gereken bir davadır. Bu dava, süresi içinde açılmazsa dava açma hakkı sona erer. Bu dava 30 ve daha fazla işçi çalıştıran işverene karşı, haksız olarak işten çıkarılmış olan işçi tarafından açılır.

Kıdem ve İhbar Tazminatı Alacağı Davası (İşçi Alacağı Davası)

Kıdem tazminatı davası İş Mahkemeleri nezdinde açılabilir. Dava dilekçesine içinin sigorta giriş- çıkış kayıtları, varsa iş sözleşmesi, talep sonucu eklenmek suretiyle dava açılabilir. İşçi elinde sigorta kayıtları olmasa da dava açılabilir. Zira mahkeme davalı işverenden Sosyal Sigortalar Kurumundan bu belgeleri ister. İşçi alacaklarında alacağın net olarak bedeli dava dilekçesine yazılma zorunluluğu yoktur. Dava kısmı dava olarak açılır ve bilirkişi raporu geldikten sonra dava ıslah edilerek bir kereye mahsus olmak üzere talep miktarı artırılabilir.

Hizmet Tespiti Davası

Hizmet tespit davası, Sigortalı sayılan işlerde çalıştığı halde sigorta bildirimi yapılmayan veya işverence işe giriş bildiriminde bulunulmuş fakat eksik bildirildirimde bulunulmuş olduğunun sonradan anlaşılması üzerine bu hizmetlerin tespiti için açılan davadır

5510 sayılı Kanunun 86. maddesine, 5754 sayılı Kanunun 50. maddesi ile eklenen fıkrada “Aylık prim ve hizmet belgesi veya muhtasar ve prim hizmet beyannamesi işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tespit edilemeyen sigortalılar, çalıştıklarını hizmetlerinin geçtiği yılın sonundan başlayarak beş yıl içerisinde iş mahkemesine başvurarak, alacakları ilâm ile ispatlayabilirlerse, bunların mahkeme kararında belirtilen aylık kazanç toplamları ile prim ödeme gün sayıları dikkate alınır.” hükmü yer almaktadır.

Kanun hükmünden de anlaşılacağı üzere hizmet tespit davalarının açılabilmesine ilişkin olarak hizmetlerin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıllık bir süre öngörülmüştür. Bu süre içerisinde hizmet tespit davasını kişinin kendisi açabileceği gibi ölmüşse hak sahipleri açabilir.

Beş yıllık süre, birden çok işyerinde çalışılmışsa her bir işyeri için işten ayrınıldığı tarih itibariyle ayrı ayrı hesaplanır.